Danıştay VDDK Tebligatın Elektronik Ortamda Yapılmasını Hukuka Uygun Bulmuştur

  • 10 dakikalık okuma
  • 21 Mayıs 2024
Yapay Zeka

Özet

Danıştay Vergi Davaları Daireleri Kurulu, 06.03.2024 tarih ve E.2023/9, K.2024/3 sayılı kararı ile mükellefiyetini kendi iradesiyle sona erdiren veya mükellefiyeti re’sen terkin edilen gerçek kişilere, mükellefiyetin sona erdiği tarihten sonra yapılacak olan tebligatların, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığına karar vermiştir.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 17 Mayıs 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan E.2023/9, K.2024/3 sayılı kararı, mükellefiyetini kendi iradesiyle sona erdiren veya mükellefiyeti re’sen terkin edilen gerçek kişiler adına, mükellefiyetin sona erdiği tarihten sonra düzenlenen ihbarnameler bakımından uygulanacak tebligat usulünde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda tebligat ve kanunun 101. maddesinin 3. fıkrası uyarınca adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde posta yoluyla tebligat hükümlerinden hangisinin uygulanması gerektiği konusunda Bölge İdare Mahkemeleri tarafından verilen kararlar arasındaki aykırılığın giderilmesine ilişkindir.

İlgili karar kapsamında İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesinin E.2023/2190

K.2023/1526 sayılı kararı, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin E.2023/1370 K.2023/2259 sayılı kararı ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesinin E.2023/1153 K.2023/2115 sayılı kararı değerlendirmeye konu edilmiştir. Bu kararlardan;

  • İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi kararında, elektronik ortamda tebliğ edilen vergi ziyaı cezalarına ilişkin olarak mükellefiyet kaydının kapatılmasından sonra vergi dairesi tarafından elektronik tebligat adresinin de kapatılması ve sonraki tarihlerde yapılacak olan tebligatların ikametgâh adresine yapılması gerekip gerekmediği hususu, 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 7. maddesinde yer alan, elektronik tebligat sistemine dahil olan gerçek kişilerin ölüm veya gaipliğine karar verilmesi dışındaki bir hal ile bu sistemden çıkmalarının mümkün olmadığı yönündeki hüküm çerçevesinde değerlendirilerek elektronik tebligat sistemine dahil olan gerçek kişilerin mükellefiyet kayıtlarının kapatılmasından sonra da kendilerine e-tebligat yoluyla bildirim yapılması hukuka aykırı bulunmamıştır.
  • İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi kararında, elektronik ortamda tebliğ edilen cezalı tarhiyata ilişkin olarak 213 sayılı Kanun’un 101. maddesinin 3. fıkrası uyarınca işin bırakılması halinde, tebligatın gerçek kişiler bakımından bu kişilerin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine yapılacağı hükmü uyarınca faaliyeti sona eren davacıya elektronik tebligat yapılmasında hukuki isabet olmadığı değerlendirilmiştir.
  • İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi kararında ise, dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan vergi ve cezaların mükellef kaydının kapatılmasından sonra elektronik ortamda tebliğ edilmesi bakımından 213 sayılı Kanun’un 93., 101. ve 107/A maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, faaliyetine devam eden ve etmeyen mükellefler yönünden uygulanacak tebligat yöntemlerinde farklı kuralların öngörülmüş olduğu ve bu doğrultuda mükellefiyetini kendi iradesiyle sona erdiren veya mükellefiyeti re’sen terkin edilen gerçek kişilere, elektronik ortamda değil, adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılması gerektiği, elektronik tebligat yönteminin işi terk eden ya da terk etmiş addolunan kişiler açısından kanunun 101. maddesinde öngörülen “bilinen adres” tanımını daraltacak şekilde uygulanmasının mümkün olmadığı, 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde de elektronik tebligat usulü ve muhatabın belirlenmesinde mükellefiyeti esas almasına rağmen, salt olarak tebliğin 7. maddesi hükmünden bahisle mükellefiyeti sona ermiş gerçek kişilere elektronik tebligat yapılmasının zorunlu kılınmasının hukuka uygun olmadığına hükmedilmiştir.

Danıştay VDDK tarafından, 213 Sayılı Kanun’un 107/A maddesindeki yetkiye dayanılarak çıkarılan 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği çerçevesinde mükellefiyetin iradi olarak veya re’sen terkin edilmesi hallerinin elektronik tebligat sisteminden çıkılabilmesi için gerekli haller arasında sayılmadığı, 213 sayılı Kanun’un 107/A madde hükmü ile elektronik tebligat ile diğer tebligat yöntemlerinin usul ve esaslarının birbirinden farklı olduğu kabul edildiğinden, kanunun 101. madde hükmünün anılan hüküm maddesinde yer alan kural ile çatışıp çatışmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmasına da yer olmadığı değerlendirilerek, mükellefiyetin anılan yollarla sona erdiği tarihten sonra yapılacak tebligatın, ilgili 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilmiştir.

İlgili karara aşağıdaki bağlantı yardımıyla ulaşabilirsiniz:

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun E. 2023/9, K.2024/3 Sayılı Kararı

İzleme ve Destek
Bizi takip edin: