Sermaye Piyasası Kanunu’nda Yapılacak Değişiklikleri İçeren Kanun Teklifi Meclis’e Sunuldu

Özet

Sermaye Piyasası Kanunu’nda (“Kanun”) önemli bazı değişiklikler öngören Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (“Teklif”) 6 Şubat 2020 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Teklif’in sermaye piyasasına ilişkin hükümleri ile ekonomik verimliliğin sağlanmasını temin edecek bir dengenin kurulmasıyla yatırımcı odaklı bakış açısının yansıtılması hedeflenmekte ve reel sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde Kanun’un değiştirilerek sermaye piyasalarının derinliğinin ve rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır. Teklif’in kanunlaşması halinde yayımlanarak yürürlüğe girmesi beklenmektedir.

Kapsam

Teklif’te yer alan yeni düzenlemelere ilişkin özet açıklamalarımız aşağıda yer almaktadır:

  • Büyük projeler için alternatif finansman türü olarak Proje Finansman Fonu düzenlendi

Teklif’in getirdiği önemli değişikliklerden biri, uzun vadeli ve yoğun sermaye isteyen projelerin gerçekleştirilmesi için finansman olanağı sağlayacak olan Proje Finansman Fonu isimli yeni bir fon türünün düzenlenmiş olmasıdır. Proje finansman fonunun portföyü, ihraç edilecek olan proje nakit akışına dayalı menkul kıymetlerin (Projeye Dayalı Menkul Kıymet) sahipleri hesabına işletilecek ve ilgili projenin gelirlerine dayalı olacaktır. Bu kapsamda, ilgili projenin gelir ve diğer hakları proje finansman fonuna devredilecektir. Bu fon, halihazırda Sermaye Piyasası Kurulu (“Kurul”) tarafından düzenlenen fonlardan farklı olarak portföy yönetim şirketleri yerine, yatırım kuruluşları tarafından kurulacaktır.

Ayrıca, halihazırda Kurul tarafından düzenlenen diğer fon türlerinde olduğu gibi, proje finansman fonunun varlıkları da koruma altına alınmış olup, projeye dayalı menkul kıymet itfa edilinceye kadar fonun kurucusunun ve fon kullanıcısının yönetiminin veya denetiminin kamu kurumlarına devredilmesi hâlinde dahi fon portföyünde yer alan varlık ve hakların teminat amacı dışında tasarruf edilemeyeceği, rehnedilemeyeceği, teminat gösterilemeyeceği ve sair takyidatlara konu olamayacağı düzenlenmiştir.

Teklif’in gerekçesinde, Projeye Dayalı Menkul Kıymet yapısı ile proje yüklenicilerinin riskinden bağımsız olarak projelere yatırım yapılabilmesi, proje gelirlerinin proje finansman fonuna aktarılması ile yatırımcıların gelir beklentilerinin netleşmesi ve yabancı yatırımcıların ülkemize gelişine katkı sağlanmasının hedeflendiği belirtilmiştir.

  • Yan hizmetler kapsamına proje finansmanı konusunda faaliyette bulunma hususu eklendi

Kanun’un 38. maddesinde düzenlenen yatırım kuruluşları ve portföy yönetim şirketlerinin verebilecekleri yan hizmetlere, proje finansmanı dahil olmak üzere Kurul tarafından belirlenecek hizmet ve faaliyetlerde, kambiyo düzenlemeleri saklı kalmak kaydıyla, kredi ya da ödünç verilmesi ve döviz hizmetleri sunulmasının da eklenmesi planlanmaktadır. Bu değişiklikle, özellikle aracı kurumlara proje finansmanı konusunda faaliyette bulunmaları ve kredi verebilmeleri ya da proje finansman fonları kurabilmeleri için imkân verilmesi amaçlanmaktadır.

  • Önemli nitelikteki işlemler ve ayrılma hakkına ilişkin maddelerde değişiklik yapıldı

Teklif ile birlikte önemli nitelikteki işlem örneklerinde sadeleştirilmeye gidilmiş ve yatırımcıların yatırım kararının değişmesine yol açacak ortaklığın yapısına ilişkin temel işlemlerin önemli nitelikteki işlem sayılacağı, yatırımcıların ise ayrılma hakkına konu önemli nitelikteki işlemin kamuya açıklandığı tarihte sahip oldukları paylar için ayrılma haklarını kullanabilecekleri belirlenmiştir.

Yapılan değişiklikler ile ayrılma hakkının kullanımına ilişkin olarak adil fiyat esasına geçilmesi amaçlanmış ve ortaklık tarafından satın alma gerçekleşmeden önce ilk olarak diğer pay sahiplerine önerilme hakkı tanınmasının önü açılmıştır. Ayrıca adil bedelin hesaplanmasına ilişkin usul ve esaslar ile ayrılma hakkına ilişkin muafiyet tanınması hususunun Kurul tarafından belirleneceği; bu çerçevede ayrılma hakkının kullanılmasına ilişkin ortaklıkların niteliğine göre farklı usul ve esaslar öngörülebileceği belirtilmiştir.

  • Pay alım teklifi zorunluluğunda iktisabın kamuya açıklandığı tarihin önem kazanması öngörüldü

Kanun’da halka açık ortaklıklarda yönetim kontrolünü sağlayan pay veya oy haklarının iktisabı halinde diğer ortakların paylarını satın almak üzere teklif yapılması zorunlu iken; Teklif’te yapılan değişiklik ile söz konusu iktisabın kamuya açıklandığı tarihte pay sahibi olan diğer ortakların pay alım teklifinde bulunma zorunluluğunun olduğu belirtilmiştir.

  • Borçlanma aracı sahipleri kurulu oluşturulması düzenlendi

Teklif’te yer alan değişiklik ile yatırımcıların değişen koşullar karşısında toplu olarak hareket edebilmesine ve ihraççılar ile yatırımcıların borçlanma araçlarının hüküm ve şartlarının değişmesi yönünde mutabakata varmalarına imkân sağlayacak şekilde ihraççının tedavülde bulunan tüm borçlanma aracı sahiplerinin borçlanma aracı sahipleri kurulunu oluşturdukları, her bir tertip ihraç için de ayrı bir borçlanma araçları sahipleri kurulunun oluşturabileceği belirlenmiştir.

Borçlanma aracı sahipleri kurulunda alınacak karar nisabı Teklif metninde düzenlenmiş ve izahname veya ihraç belgesinde daha ağır bir nisap öngörülmedikçe bu nisabın uygulanacağı belirlenmiştir.

Ayrıca borçlanma araçlarının ödenmesinde temerrüde düşülmesinden sonra borçlanma araçlarının hüküm ve şartlarının değiştirilmesi halinde, temerrüt nedeniyle başlatılmış tüm takip ve açılmış davaların şartların değiştirildiği tarih itibariyle duracağı düzenlenerek yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğinin sağlanabilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak ikincil düzenleme ile madde kapsamındaki usul ve esasların düzenlenmesi hususunda Kurul’un yetkili olduğu da aynı maddede hüküm altına alınmıştır.

  • Teminat Yönetim Sözleşmesi ve Teminat Yöneticisi kavramları düzenlendi

Kanun’a eklenmesi öngörülen 31/B maddesi ile teminat yöneticisi kavramı düzenlenmiştir. Buna göre, teminat yöneticisi, sermaye piyasası araçlarından doğan yükümlülüklerin teminatını teşkil etmek üzere mülkiyeti kendisine devredilen veya üzerinde lehine sınırlı ayni hak tesis edilen teminat konusu varlıkların yönetiminden, muhafazasından, paraya çevrilmesinden ve diğer her türlü iş ve işlemin yatırımcılar hesabına yerine getirilmesinden sorumlu olmak üzere, ihraçtan önce ihraççı ile yazılı olarak akdedilecek bir teminat yönetim sözleşmesi ile yetkilendirilecektir.

Ayrıca Kurul’un onayladığı her teminat yöneticisi, atandıkları her bir ihraç için ayrı ayrı ihraca ilişkin hususları ticaret siciline tescil ettirecek, teminattan alacağın karşılanması gerektiğinde teminata konu varlıkları satıp yatırımcılar arasında bedellerini paylaştırabilecektir.

Bununla birlikte teminat konusu varlıkların teminat yöneticisinin malvarlığından ayrı olduğu ve ayrı izlendiği hüküm altına alınmış ve teminat konusu varlıkların haciz, rehin, ihtiyati tedbir gibi takyidatlara konu olamayacağı düzenlenerek bu varlıklar koruma altına alınmıştır.

  • Yatırım fonları ile konut ve varlık finansmanı fonları sicil işlemleri bakımından tüzel kişiliğe sahip kabul edildi

Kanun’un 52. ve 58. maddelerinde düzenlenen ve bilindiği üzere tüzel kişiliği bulunmayan yatırım fonları ile konut ve varlık finansman fonlarının tapu sicilinin yanında ticaret sicili ve diğer resmi sicillerde tescil, değişiklik, terkin ve düzeltme talepleri dahil olmak üzere her türlü sicil işlemleri ile sınırlı olarak tüzel kişiliğe sahip olacağı kabul edilmiş; yatırım fonları için ayrıca ortağı olacakları limited ve anonim şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı veya pay devri işlemleri için de tüzel kişiliği haiz addolunacağı düzenlenmiştir.

Kanun’da yer alan mevcut düzenleme yalnızca yatırım fonları için ve sadece tapuya tescil işlemleri kapsamında tüzel kişiliğe sahip kabul edilmeyi öngörürken; yapılması planlanan değişiklik ile ticaret sicili dahil diğer resmi siciller de kapsama alınmış ve konut ve varlık finansmanı fonlarına da bu kolaylık sağlanmıştır. Ayrıca Teklif ile yeni getirilmekte olan Proje Finansman Fonu’nun benzer sicil işlemlerinde tüzel kişiliği haiz olduğu düzenlenmiştir.

  • Borçlanmaya dayalı kitle fonlamasının hukuki zemini oluşturuldu

Teklif’te kitle fonlama platformlarını düzenleyen 35/A maddesinde yapılması planlanan değişiklik ile Kurul’un kitle fonlama faaliyetlerinin; ortaklığa veya borçlanmaya dayalı olarak halktan para toplanması suretiyle yapılması konusunda belirleme yapabileceği açıkça düzenlenmektedir. Böylece uzun zamandır düzenleme yapılması beklenen borçlanmaya dayalı kitle fonlaması için dayanak kanun maddesi oluşturulmuştur.

Maddede yapılacak değişiklikle ayrıca kitle fonlaması işlemlerine ilişkin bilgi formunu imzalayan kişilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgilerden kaynaklanan zararlardan müteselsilen sorumlu olacağı konusu açıklığa kavuşturulmuştur.

  • Bilgi Suistimali ve Piyasa Dolandırıcılığına ilişkin hapis cezalarının alt sınırları artırıldı

Kanun’un 106 ve 107. maddelerinde düzenlenmekte olan bilgi suistimali ve piyasa dolandırıcılığı suçlarına ilişkin cezaların alt sınırının iki yıldan üç yıla çıkartılması öngörülmüş, böylece bu suçlar bakımından yapılacak yargılamalar neticesinde verilebilecek olası mahkûmiyet kararlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasının önüne geçilerek, caydırıcılığının artırılmasına çalışılmıştır.

  • İzahnamede yer alan bilgi ve açıklamalara aykırılık halinde tedbir uygulanması düzenlendi

Kanun’un 91. maddesine eklenmesi öngörülen yeni fıkra ile, bir sermaye piyasası aracı ihracına ilişkin izahnamede yer alan yatırımcıların yatırım kararını etkileyecek nitelikte taahhüt ve açıklamalara aykırı davranan veya taahhütlerini makul süre içerisinde yerine getirmeyen ve Kurul’un düzenlemelerine uygun olarak taahhüt ve açıklamalarında değişiklik yapmamış olanlar hakkında, Kurul’un ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemeye veya öngöreceği diğer tedbirleri uygulamaya yetkili olduğu düzenlenmiştir.  Ayrıca, ihraçtan elde edilen tutarın izahnameye aykırı olarak kullanılması sonucunu doğurduğu tespit edilen iş ve işlemlerin iptali için de Kurul’un dava açma yetkisinin bulunduğu belirtilmiştir.

  • Bazı idari para cezaları yeniden düzenlendi

Kanun’un 103. maddesinde halihazırda düzenlenmiş olan idari para cezalarına ilişkin olarak, Kanun boşluğun giderilmesi için mevcut düzenleme Kanun’da yer alan düzenlemelere aykırılığı da kapsayacak şekilde açıklığa kavuşturulmuş ve tüzel kişiler açısından idari para cezalarının daha caydırıcı hale gelmesi için bazı özellikli durumlarda tüzel kişilerin satış hasılatı veya vergi öncesi karları dikkate alınarak idari para cezalarının belirlenebilmesi öngörülmüştür.

Ayrıca, Kurul’ca görevlendirilenlere bilgi ve belgeleri vermeyen veya eksik, yanlış ya da gerçeğe aykırı nitelikte bilgi veren kişiler için de idari para cezası öngörülmüştür.

Bizi takip edin: