Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’da Yapılan Değişiklikler

  • 2 dakikalık okuma
  • 18 Mart 2025
Yapay Zeka

Özet

 15.03.2025 tarihli ve 32842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (“Değişiklik Kararı”) ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’da (“Karar”) önemli değişiklikler yapıldı.

İzleme ve Destek

Kapsam

Karar’da yapılan önemli değişiklikler aşağıda özetlenmektedir.

Fiziki teslimat olmaksızın yapılan kıymetli maden alım satım işlemleri kambiyo işlemi olarak nitelendirildi

  • Vadesiz hesap ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan kıymetli maden alım satım işlemlerinden Bankacılık Sigorta ve Muamele Vergisi (‘‘BSMV’’) alınması işleminin iptal edilmesine ilişkin Danıştay 7. Dairesi 28.03.2023 tarihli ve E: 2020/1362; K: 2023/1758 sayılı Kararı (‘‘Danıştay Kararı’’) dikkate alınarak bahse konu işlemlerin kambiyo işlemi sayılmasına yönelik düzenleme yapma gerekliliği hasıl oldu. Bu kapsamda, 32 Sayılı Karar’ın 19. maddesine eklenen fıkra ile kıymetli maden depo hesaplarında fiziki teslimat olmaksızın yapılan alım satım işlemlerinin kambiyo işlemi sayılacağı düzenlendi.
  • Bilindiği üzere, Gider Vergileri Kanunu hükümleri uyarınca kambiyo muameleleri BSMV’nin konusuna girmektedir. Bugüne dek kıymetli madenlerin alım-satım işlemlerinin kambiyo işlemi sayılıp sayılmadığı her zaman tartışma konusu idi. Mali İdare, 04.07.2019 tarihli 70903105-180[33-5]-E.95118 sayılı ve 21.05.2020 tarihli 70903105-180-53703 sayılı özelgelerinde, bankaların yatırım hesapları ve diğer hesaplar üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın satış işlemlerinin kambiyo işlemi olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve bu işlemler üzerinden BSMV hesaplanması gerektiğini belirterek sözü edilen özelgelerin yayımlanma tarihi itibariyle kaydi kıymetli maden alım-satım işlemleri üzerinden BSMV hesaplanmasını sağlamıştı. Ancak, yukarıda bahsedilen Danıştay Kararı ile, bankalar nezdinde fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın satışlarının kambiyo işlemi kapsamında değerlendirilerek BSMV uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna karar vermişti. Bu karar, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na 19.07.2023 tarihinde tebliğ edilmiş ve Danıştay Dava Daireleri Kurulu tarafından yeni bir karar verilene kadar kıymetli maden satış işlemleri üzerinden BSMV hesaplanmaması gerektiği ifade edilmişti.
  • Karar Değişikliği’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte finansal kuruluşların kıymetli maden depo hesaplarından fiziki teslimat olmaksızın gerçekleştirdiği kıymetli maden satışlarında BSMV hesaplama yükümlülükleri geri gelmiş olacaktır.
  • Özetle; Danıştay Kararı ve ilgili muktezalar dikkate alındığında, döviz (kambiyo) ve kıymetli maden tanımı çerçevesinde altının kambiyo mevzuatı kapsamında tanımlanan kambiyo araçlarından biri olarak nitelendirildiği konusunda herhangi bir tereddüt olmayıp; altının vadesiz ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın alım-satımının kambiyo işlemi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. 32 Sayılı Karar’ın 19. maddesinde yapılan değişiklik ile bahse konu fıkra ile bu tereddüt ortadan kaldırılmış olup, fiziki teslimat olmaksızın yapılan söz konusu işlemlerin kambiyo işlemi sayılacağı netleştirildi. Dolayısıyla bu ifadeyle bahse konu işlemlerin BSMV’ye tabi olması konusunda yasal dayanağa yer verilmiş olup, kanunilik sağlandı.
  • Öte yandan, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 29/p maddesine göre, arbitraj muameleleri ile VİOP sözleşmelerine ilişkin muameleler ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar BSMV’den istisnadır. Buna göre, kıymetli madenlere dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile arbitraj işlemlerindeki BSMV istisnası teslimatın ne şekilde yapıldığından bağımsız olarak uygulanmaya devam edecektir.
Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışında yerleşik finansal kuruluşlar ile yaptıkları türev işlemlerin, bedel transferlerinin bankalar aracılığıyla yapılması kaydıyla, aracı kurum ve bankalar vasıtasıyla gerçekleştirilmesi zorunluluğu kaldırıldı
  • Karar’ın önceki metninde, sermaye piyasası mevzuatına göre düzenlenmiş her türlü türev araçların alım satımının teşkilatlanmış borsalarda yapılacağı ve yurt dışından vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil her türlü türev araçların alım satımının Sermaye Piyasası Kurulu (“SPK”) tarafından yetkilendirilmiş yurt içinde veya yurt dışında bulunan aracı kuruluşlar aracılığıyla yapılacağı düzenlenmekteydi.
  • Yapılan değişiklik ile bahse konu işlemlerle ilgili sermaye piyasası mevzuatına atıf yapılmakla yetinilmiş; yurt dışında yapılacak türev işlemlere ilişkin doğrudan işlemleri yapacak kuruluşları veya işlemlerin yapılacağı piyasaları belirlemeye ilişkin ifadeler çıkarılmıştır. Böylece ilgili işlemlere ilişkin sermaye piyasası mevzuatı kapsamında bir değişiklik veya ekleme olması halinde söz konusu düzenlemeler kambiyo mevzuatı kapsamına da dahil olacaktır.
  • Bahse konu değişiklik kapsamında SPK’nın Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliği’nde yer alan 9. maddeye de paralel olarak, Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik tanıtım, reklam ve pazarlama gibi faaliyetlerde bulunulmaması şartıyla, Türkiye’de yerleşik kişilerin tamamen kendi inisiyatifleri doğrultusunda yurt dışında yerleşik finansal kuruluşlar ile yaptıkları türev işlemlerin, bedel transferlerinin bankalar aracılığıyla yapılması kaydıyla, aracı kurum ve bankalar vasıtasıyla gerçekleştirilmesi zorunluluğu kaldırıldı.
  • Bununla beraber, ilgili işlemlerde Türk parası transferinin de söz konusu olabileceği göz önüne alınarak, yurt dışından yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil her türlü türev araçlarının alım satım işlemleriyle ilgili döviz transferlerinin bankalardan yapılmasını düzenleyen hükümde yapılan değişiklikle ‘‘döviz’’ ifadesi ‘‘bedel’’ olarak değiştirildi.
  • Ayrıca, kaldıraçlı işlem ve benzer nitelikteki türev araç işlemlerine, SPK tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlar dışındaki kişilerce aracılık edilemeyeceği ve bu işlemlerle ilgili olarak yurt dışına transfer yapılamayacağı hususu düzenlendi. Bankalar ile ödeme ve elektronik para kuruluşlarının bu konuda gerekli önlemleri alacağı belirtilirken, bu amaçla BDDK, TCMB ve SPK’nın bilgi paylaşımında bulunmalarına dair esaslara da yer verildi.
Bir grup şirketinin, diğer bir grup şirketi (veya tüzel kişi ortakları) tarafından kullanılan döviz kredisine döviz cinsinden teminat verilmesine olanak tanındı
  • Değişiklik Kararı öncesinde banka ve finansal kuruluşların yalnızca içinde yabancılık unsuru bulunan belirli durumlarda (örneğin; yurt dışında yerleşik kişiler lehine ya da dışarıda yerleşik kişileri muhatap gayrinakdi kredilerde) dövize endeksli veya döviz cinsi teminat mektubu düzenlemeleri, garanti ve kefalet vermeleri mümkündü. Dolayısıyla, ilgili düzenlemeler kapsamında döviz cinsinden kredi kullanmaları mümkün olsa dahi Türkiye’de yerleşik grup şirketlerinin birbirlerine döviz cinsinden garanti ve kefalet vermelerine imkan tanınmamaktaydı.
  • 32 Sayılı Karar’ın ‘‘gayri nakdi krediler, garanti ve kefaletler’’ başlıklı 18. maddesinde yapılan değişiklik ile ‘‘Türkiye'de yerleşik kişilerce yurt içinden temin edilen döviz veya kıymetli maden cinsinden kredilerin teminatı olarak, kredi kullananların Türkiye'de yerleşik grup şirketleri veya paylarına doğrudan sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortakları tarafından, bu krediler için Türkiye'de yerleşik banka ve finansal kurumları muhatap döviz veya kıymetli maden cinsinden garanti ve kefalet verilmesi serbest” hale getirildi.
  • Söz konusu değişiklik, uygulamadaki ticari beklenti göz önüne alınarak gerçekleştirilmiş olup, kambiyo mevzuatı kapsamındaki aynı grup içindeki şirketlerin kredi bakiyeleri ve döviz gelirleri hesaplanırken tüm şirketlerin kredi bakiyeleri ve döviz gelirleri toplamının dikkate alınması yönündeki düzenlemelere paralel bakış açısı benimsendi.
Türev araçların alım satımında bankalar ve aracı kurumlar yetkili kılındı
  • Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil yurt dışından her türlü türev araçların alım satımının SPK tarafından yetkilendirilmiş banka ve aracı kurumlar aracılığıyla yapılacağı düzenlendi.
Kıymetli madenler, taşlar ve eşyaların yurt içinde alım satım esaslarına eklemeler yapıldı
  • Yurt içinde standart işlenmemiş kıymetli madenler ile basılı kıymetli madenlerin alım satımı hususunda Bakanlıkça izin verilen rafineriler, kıymetli maden aracı kuruluşları, yetkili müesseseler ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kuyum işletmeleri yanında bankalar da yetkilendirildi.
  • Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuyum işletmeleri ve vergi levhasında kıymetli maden üretimi veya ticareti ile iştigal ettiği belirtilen Türkiye'de yerleşik gerçek kişiler haricindeki Türkiye'de yerleşik gerçek kişilere çekili kıymetli madenlerin satışı yapılamayacağı düzenleme altına alındı.
  • Bakanlık, yurt içinde alınıp satılabilecek çekili kıymetli madenlerin nitelikleri ile yurt içinde alım satımına ilişkin usul, esas ve istisnaları belirlemeye ve gerekli göreceği tedbirleri almaya yetkili kılındı.
Türk parasının yurt dışına çıkarılması hususunda eşik güncellendi
  • Türk parasının yurt dışına çıkarılmasında Bakanlıkça belirlen esasların dikkate alınması gerekliliğine tabi olan ve daha önce 25.000 TL olarak belirlenen asgari eşik, 185.000 TL olarak değiştirildi. Bu çerçevede, 185.000 TL’ye kadar olan Türk parası serbestçe ihraç edilebilecek.
Karar’a bazı yeni tanımlar eklendi
  • Karar’a “çekili kıymetli maden” ve “rafineri” tanımları eklendi. Bu kapsamda, çekili kıymetli maden, ‘‘kıymetli madenin çekilip ince bir şerit hâline getirilerek veya şeridin çeşitli şekil ve ağırlıklarda kesilmesi suretiyle oluşturulan herhangi bir saflık ayarını haiz kıymetli madenler’’ olarak tanımlandı. Rafineri ise, ‘‘Bakanlıkça ilgili mevzuat çerçevesinde kıymetli maden rafinaj faaliyetinde bulunmak üzere faaliyet izni verilen tüzel kişileri’’ ifade edecek şekilde tanımlandı.
Bizi takip edin: