Microsoft’un kurucusu Bill Gates 1994’te “Bankacılık gereklidir, bankalar değil” dediğinde pek çok kişi bunu anlamlandıramamıştı. Oysa günümüzde bankacılık işlemleri için bankaya gidilmesi pek çok kişi için neredeyse istisnai bir durum halini aldı. Finansal ürün ve hizmetler ile teknolojiyi bir araya getiren ve sayıları hızla artan FinTech firmaları finansal hizmetler sektöründe adeta yeni bir gerçeklik yarattılar. İnternetin yaygın kullanılmasıyla birlikte, özellikle para transferi, fatura ödeme veya hesap takibi gibi işlemler için önemli oranda internet bankacılığı ve mobil bankacılık gibi dijital kanallar kullanılır hale geldi.
Özellikle bugün dünya genelinde yaşanan COVID-19 salgını, finansal ürün ve hizmetlerin evden çıkmadan ve hatta fiziki olarak parayla temas dahi etmeden erişilebilecek bir yapıya büründürülmesi gerekliliğini insanlığa tecrübe ile ispat ederek, bunun kuramsal değil hayati bir ihtiyaç haline geldiğini açıkça ortaya koymuş oldu. Değişim sürecini hızlandıran bu yeni durumda yalnızca belirli bir bankanın altyapısına erişim ile işlem yapılmasını sağlayan internet bankacılığının ve mobil bankacılığın çok daha ötesinde bir hizmet altyapısı ile müşterilerin ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.
Aslında internet bankacılığını ve mobil bankacılığı daha ileriye taşıyarak müşterinin birden fazla bankada veya finansal kurumda yer alan finansal verilerini aynı anda tek bir ekran üzerinden görüntülemesine ve işlem yapmasına imkan veren ‘açık bankacılık’ yapısı son yıllarda pek çok ülkedeki finansal regülatörün zaten gündeminde olan bir konu idi. Ama artık COVID-19 ‘gündemdeki bir konu’ olmaktan çok daha fazlasını hak ettiğini göstermiş oldu.
COVID-19, Açık Bankacılığın gündemdeki ‘bir konu’ olmaktan çok daha fazlasını hak ettiğini göstermiş oldu.