İpek Okucu Taftalı - Berkant Çağal - İker Eriş
Giriş
Avrupa Komisyonu (“Komisyon”), online platform devlerine yeni sorumluluklar yüklemeyi hedefleyen Dijital Pazarlar Yasası (“DMA”) ile tüm online platformları ilgilendiren Dijital Hizmetler Yasası (“DSA”) taslaklarını 15 Aralık 2020 tarihinde yayımlamıştır. Avrupa Birliği (“AB”), tıpkı Genel Veri Koruma Tüzüğü’nde (“GDPR”) olduğu gibi yine öncü regülatör olarak kendini konumlandırarak uzun yıllardır tartışılan bir husus olan ve son yıllarda hem Avrupa hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde yürütülen soruşturma ve incelemelerin odak noktasında olan online platformların regüle edilmesi yönündeki ilk adımı atmıştır. Bu çalışmada, DMA ve DSA taslakları ışığında bu yasaların getirecekleri açıklanmaya çalışılacaktır.
Dijital Pazarlar Yasası
DMA, esas platform hizmetleri olarak tanımlanan çevrimiçi aracılık hizmetleri, çevrimiçi arama motoru hizmetleri, çevrimiçi sosyal ağ hizmetleri, video paylaşım hizmetleri, sayıdan bağımsız kişilerarası iletişim hizmetleri, işletim sistemleri, bulut bilişim hizmetleri ve bu hizmetlerden herhangi birinin sağlayıcısı tarafından sağlanan reklam aracılığı dahil olmak üzere reklam hizmetlerini sunan eşik bekçilerini (“gatekeeper”) hedeflemektedir. DMA’ya göre esas platform hizmetleri sunan bir platformun gatekeeper olarak tanımlanabilmesi için aşağıda sıralanan üç kriteri sağlaması gerekmektedir:
a) İç pazarda önemli bir etkiye sahip olması (Geçen üç mali yıl içerisinde Avrupa cirosunun 6.5 milyar Euro veya üzeri olması ya da geçen mali yılda ortalama piyasa değerinin 65 milyar Euro veya üzeri olması ve en az üç AB üyesi ülkede esas platform hizmetleri sağlaması)
b) İşletme kullanıcılarının son kullanıcılara ulaşmasında önemli bir geçit olarak hizmet veren bir esas platform hizmeti yürütmesi (Geçen mali yıl içerisinde AB’de yerleşik 45 milyondan fazla aylık aktif son kullanıcıya ve AB’de kurulu 10.000'den fazla yıllık aktif işletme kullanıcısına sahip bir esas platform hizmeti sağlaması)
c) Faaliyetlerinde sağlam ve devamlı bir konuma sahip olması veya yakın gelecekte böyle bir konuma sahip olacağının öngörülmesi (Geçen üç mali yılda yukarıda belirtilen kullanıcı eşiklerinin yakalanmış veya aşılmış olması)
Yukarıda yer alan kriterleri sağlayan teşebbüslerin işbu kriterleri sağlamalarından itibaren üç ay içerisinde gatekeeper oldukları yönünde Komisyon’a bildirimde bulunmaları gerekmektedir. İlgili teşebbüslerin işbu bildirimde bulunmamaları, Komisyon’un bu teşebbüsleri gatekeeper olarak tanımlamasını engellemeyecektir.
DMA’nın gatekeeperlara getireceği başlıca yükümlülükler şunlardır:
AB’nin yayımladığı ilgili açıklayıcı bilgi notunda belirtildiği üzere DMA, henüz ortaya çıkmamış rekabet karşıtı yeni davranışları ele almak ve henüz gatekeeper olabilecek büyüklüğe ulaşmamış ancak bu yönde ilerleyen teşebbüsler için daha az katı kurallar oluşturmak adına zaman zaman güncellenecek şekilde tasarlanmıştır.
DMA’de gatekeeperların yapıları itibariyle uluslararası oldukları ve bundan dolayı AB üyelerinin işbu teşebbüsleri kendilerinin regüle etmesinin çok olanaklı olmadığı bizatihi AB’nin kendisi gibi uluslar üstü bir yapının gerçekleştireceği düzenlemenin etkili olacağı belirtilmiş olup üye devletlerin gatekeeperlara dair DMA’i aşan düzenleme veya kanun yapmaları yasaklanmaktadır.
İhlal halinde gatekeeperlara ilgili teşebbüsün yıllık küresel cirosunun %10’u kadar para cezası uygulanabilecek olup gatekeeper olabilmek için getirilen kriterler göz önüne alındığında bu kapsamda uygulanacak cezaların milyar euroları bulacağı rahatlıkla söylenebilecektir. Devam eden ihlaller durumunda ise yine ilgili teşebbüsün günlük küresel cirosunun %5'ine kadar periyodik cezalar uygulanabilecektir. Sistematik ihlaller halinde ise ihlallerle orantılı olacak şekilde teşebbüsün bir bölümünün elden çıkarılması gibi yapısal ve davranışsal tedbirler uygulanabilecektir.
Dijital Hizmetler Yasası
DMA’den farklı olarak DSA sadece gatekeeperlar gibi büyük çevrimiçi platformları değil hosting hizmeti sağlayıcılarını, çevrimiçi platformları ve AB nüfusunun yaklaşık %10’una tekabül eden 45 milyon kişi veya üzeri AB kullanıcına sahip olan çok büyük platformlar olmak üzere tüm aracılık hizmeti sağlayıcılarını kapsamaktadır.
DSA, iç pazarda aracılık hizmetlerinin sunulmasına dair uyumlu ve sınır ötesi etkiye sahip kurallar ve bu çerçevede yükümlülükler getirmektedir. DSA, sınır ötesi etkisini güçlendirmek adına ise AB’de kurulu olmayan fakat AB’de hizmet veren teşebbüslerin kanuna uyumun sağlanmadığı hallerde sorumlu tutulabilecek bir yasal temsilci atamalarını öngörmektedir.
DSA’nın getireceği başlıca yükümlülükler ise şunlardır:
Her bir AB üyesi devletin, DSA ile uyumun sağlanmasından, AB'deki platform kullanıcı sayılarının doğrulanmasından ve en az altı ayda bir, çok büyük çevrimiçi platformların belirlenmesinden sorumlu olacak bir "Dijital Hizmetler Koordinatörü" atamaları gerekecektir. Bu koordinatörler için, ortak soruşturmaların koordinasyonunu ve çok büyük platformların raporlarının ve denetimlerinin sonuçlarının analizinde yetkili makamları destekleme yetkileri ile görüş veya tavsiye verme yetkisine sahip bağımsız bir danışma yapısı kurulacaktır (Avrupa Dijital Hizmetler Kurulu/ European Board for Digital Services).
DSA hükümlerinin ihlali, ihlalin büyüklüğünün yanı sıra, süresine ve sıklığına bağlı olarak ilgili teşebbüsün yıllık cirosunun %6'sına kadar para cezalarına neden olabilecektir. Komisyon’dan gelen bir bilgi talebine cevaben yanlış, eksik veya yanıltıcı bilgi sağlanması durumunda ilgili teşebbüsün yıllık cirosunun %1'ine kadar para cezası da verilebilecektir. Devam eden ihlaller durumunda ise yine ilgili teşebbüsün günlük cirosunun %5'ine kadar periyodik cezalar uygulanabilecektir.
Sonuç
Yasadışı içeriklere karşı mücadelenin etkinleştirilmesini amaçlayan DSA ile içerisinde Komisyon’un teknoloji devlerine karşı yürütmüş olduğu soruşturmalarda vermiş olduğu kararlardan izler taşıyan ve ilgili teşebbüslerin parçalanmasına imkân verecek yapısal tedbirler gibi katı hükümleri barındıran DMA taslaklarının kanunlaşmaları sürecinde daha birçok tartışmaya sebebiyet verecekleri aşikardır. Verinin platform ekonomileri nezdinde ve çevrimiçi pazarlarda rekabetin tesisi hususundaki önemini bir kez daha ortaya koyan ve en erken 2022 yılında kanunlaşıp yürürlüğe girmesi amaçlanan bu düzenleme taslaklarının işbu süreçte nasıl biçimleneceği ile ülkemiz ve dünyanın bahsi geçen pazarlara ve işbu pazarlardaki oyunculara karşı tutumunun bu taslaklar ışığında nasıl şekilleneceği ise merakla beklenmektedir.